25 yaşındaki bir kuşak dijital dünyayı “terk ediyor”; ve şimdi?

 

 

 

 

 

Son yıllarda şaşırtıcı bir olgu dikkat çekti: 1997-2012 yılları arasında doğan, dijital çağın içinde büyüyen Z kuşağı, giderek sanal ortamlardan uzaklaşıyor.

Merkezi neden? Dijital güvenlik ve veri gizliliği konusunda artan endişe. Bu eğilim, bu neslin sosyal ağlara ve uygulamalara oldukça bağımlı olduğu yönündeki yaygın algıya aykırıdır.

Bir sanal bakım platformu tarafından yakın zamanda yapılan bir ankete göre, 13 ila 30 yaşları arasındaki 80%'den fazla genç, gizlilik endişeleri nedeniyle belirli uygulamaları kullanmayı bıraktıklarını söyledi.

Duyuru

Bu sayı endişe vericidir ve artık güvenliklerini bağlantıya tercih eden kullanıcı davranışındaki önemli değişikliği vurgulamaktadır.

A geração Z é composta por jovens que possuem de 13 a 30 anos e, por incrível que pareça, o ambiente digital não passa confiança a eles.
Z kuşağı 13 ila 30 yaş arası gençlerden oluşuyor ve garip bir şekilde dijital ortam onlara güven vermiyor – appsreais.com.br.

Sızıntıların tarihi ve dijital güven krizi

Z kuşağının dijital platformlardan uzaklaşması, yakın geçmişteki büyük veri ihlali olaylarıyla doğrudan bağlantılı olabilir.

En ikonik olaylardan biri, 2018'de milyonlarca kullanıcının kişisel bilgilerinin siyasi manipülasyon amacıyla kötüye kullanıldığını ortaya çıkaran Facebook-Cambridge Analytica skandalıydı. Geniş çapta duyurulan bu etkinlik, gençlerin büyük platformlara olan güveninde derin bir iz bıraktı.

Duyuru

Dikkate değer bir diğer örnek ise 100 milyondan fazla müşterinin bilgilerinin tehlikeye atıldığı 2019 Capital One veri ihlalidir.

Güvenli kabul edilen sistemler bile siber saldırılara karşı bağışık değildir, bu da kullanıcılar arasında güvensizlik ve belirsizlik ortamı yaratır.

Üstelik sosyal ağların güvenlik açığı da rahatsızlığa neden oldu. Örneğin Instagram, etkileyicilerin ve sıradan kullanıcıların hesaplarının saldırıya uğradığı bir dizi siber güvenlik olayıyla karşı karşıya kaldı.

En iyi bilinen vakalardan biri, profilini siber suçlular tarafından hacklenen ve hesabını takipçilerinden para istemek için kullanan dijital fenomen Priscila Kapelly ile ilgiliydi. Bu olaylar yalnızca Z kuşağının çevrimiçi güvenliğe ilişkin korkularını güçlendiriyor.

Daha fazlasını görün:

Farkındalığın ve koruyucu önlemlerin önemi

Dijital tehditlerin artmasına rağmen internet bağlantısını tamamen kesmek çoğu insan için pratik bir çözüm değil.

Ancak çevrimiçi platformları terk etmek zorunda kalmadan güvenliği artırmak ve kullanıcıların gizliliğini korumak için alınabilecek çeşitli önlemler vardır.

Önerilen ilk eylemlerden biri, her hesap için güçlü ve benzersiz şifreler kullanmaktır. Harf, sayı ve simgelerin bir araya geldiği karmaşık şifreler, bilgisayar korsanlarının kullanıcı profillerine erişmesini zorlaştırıyor. Ayrıca parolaların düzenli olarak değiştirilmesi, sızdırılan kimlik bilgilerinin kötüye kullanılmasını önleyebilir.

Bir diğer etkili önlem, bir hesaba erişmek için birden fazla adım gerektiren çok faktörlü kimlik doğrulamadır. Parolanız tehlikeye girse bile, çok faktörlü kimlik doğrulama ekstra bir güvenlik katmanı ekleyerek yetkisiz erişimi zorlaştırır.

Ayrıca uygulamalara verilen izinler konusunda dikkatli olmak çok önemlidir. Birçok uygulama, çalışmaları için gerekli olmayan bilgi ve işlevlere erişim talep eder.

Kullanıcıların yalnızca kesinlikle gerekli olan izinleri vermesi, böylece kişisel verilerin gereksiz yere açığa çıkmasının önlenmesi önemlidir.

Uygulamaları ve sistemleri güncel tutmak da dijital güvenlik açısından hayati bir uygulamadır. Güncellemeler genellikle yeni keşfedilen güvenlik açıklarına yönelik güvenlik düzeltmeleri içerir ve bu da cihazların saldırılara karşı korunmasına yardımcı olur.

Hesap etkinliğini izlemek de önemlidir. Bu, kullanıcıların herhangi bir şüpheli veya olağandışı davranışı hızlı bir şekilde tespit etmesine ve profillerini korumak için gerekli adımları atmasına olanak tanır.

Bağlantı ortamında dijital güvenlik için artan arayış

Dijital bağlantının neredeyse kaçınılmaz olduğu bir senaryoda, siber tehditlere ilişkin farkındalık ve önleyici tedbirlerin alınması, güvenli bir çevrimiçi deneyim sağlamak için hayati öneme sahiptir.

Z kuşağı, görünürdeki kopukluklarına rağmen teknolojiyi başlı başına reddetmiyor, aksine dijital platformların kullanımına karşı daha eleştirel ve seçici bir duruş benimsiyor.

Gizlilik ve güvenlikle ilgili artan endişeler, davranışlarda önemli bir değişikliği yansıtıyor; bu da şirketlerin, kullanıcıların güvenini yeniden kazanmak için uygun şekilde yanıt vermesini gerektiriyor.

Güvenlik politikalarının güçlendirilmesi, veri kullanımında şeffaflık ve gizliliği etkin biçimde koruyan araçların geliştirilmesi gibi çözümler, bu yeni neslin taleplerini karşılamanın vazgeçilmez adımlarıdır.

Buradasınız: